‘Muhalif Kim’- Muhalife Muhalif Kim ?

                                       ‘Muhalif’ kim, Muhalife Muhalif kim ?

 

                     CHP de Yerel yönetim adaylarının açıklanması devam ediyor. Yapılan değerlendirmelerde ise garip kavramlar gündeme getiriliyor.

‘Muhalefet Karşı Çıktı. Veya şu adayı, bu adayı istedi’ gibi.  Muhalefet, PM de Kılıçdaroğlu’nun önerdiği adaylara karşı başkalarını önerenler olmalı.

Bu ‘muhalefet’, İstanbul il de tamamen İzmir,Bursa gibi bazı illerde kısmen yönetime hakim olan ‘ 10 Aralıkçılar’ dan başkası değil.

Ne var ki, ‘tek seçici olma’ kavgasındaki Kılıçdaroğlu ile bu gurup karşı karşıya bulunmuyor. En azından 31 Marta kadar böyle.

Bir ikinci Cumhuriyetçilik versiyonu olan 10 Aralıkçılar parti içinde varlıklarını ve elde tuttukları pozisyonları tamamen ve tamamen Kılıçdaroğlu’na borçlular.

7-8 yıl önce bir Alevi partisi kurmak için yola çıkan bir gurup. Başlarında şimdi CHP milletvekili olan Prof. İbrahim Kaboğlu ve şimdi ‘akil adam’ olan Fuat Keyman var.

Kılıçdaroğlu’nun izni ve desteği ile özellikle İstanbul’daki belediye meclis üyeliklerini ele geçiren ve dolayısıyal maaş almaya başlayan bu gurup yine Kılıçdaroğlu üzerinden, Oğuz Kaan Salıcı’yı İstanbul İl Başkanı yapmayı başardı. Son 5-6 yıldan beri parti içinde örgütlü bir yeraltı çalışması yürüten gurup, mensup oldukları ‘ideolojinin’ bir baltaya sap’ olamayan yapısına karşıt olarak, yer, yurt, hatta belediye sahibi olan tek ‘yetmez ama evet’ gurubunu oluşturdular. Gurubun gerçek ideolojik lideri olan Fut Keyman, kent kent dolaşarak, ‘Kürt Açılımı’nın faydalarını anlattıktan sonra, ‘ermeni soykırımı’ hikayesinde önemli katkılarda (!) bulundu.  Mevcut il Başkanı Kaftancıoğlu’da öyle.

Onlar için sorun, Kürt Açılımı’nın bir AKP yanlışı olarak başlaması değil, yarım bırakılması idi.

Halk içinde hiç bir karşılığı bulunmayan bu marjinal gurup 31 Mart seçimlerinden sonra CHP Genel Başkanlığına oynar mı ?

Kılıçdaroğlu ile 10 Aralıkçılar arasında o şiddette bir çatışma vukubulabileceğine inananlardan değilim. Zira  10 Aralıkçılar ellerindeki pozisyonları riske atacak durumu kazanabilmiş değiller.

Tıpkı Canan Kaftancıoğlu’nun 8 saatlik istifa resti gibi bir güçleri var.

1 nisandan sonra bu guruplara karşı Kılıçdaroğlu yeniden ‘Atatürkçülük’ kartı oynayarak bir dönem daha yaşamını sürdürebilir. 

Öte yandan bu gurubun, hasb el kader, bir kongre kazanması halinde, CHP –bir ekmek teknesi olarak bile- varlığını kaybedecektir.

Bu insanlar bir altıok bayrağı altında yaşayamazlar.

Dahası, 31 Mart sonrasında kongre isteyebilmeleri için kendi belirledikleri İstanbul ilçelerinde birer seçim başarısı göstermeleri gerekir.

% 75 i Atatürkçü, ‘Kurucu Parti’ cihetindeki CHP seçmeninin bu aymazlığa düşeceğine de inanmıyorum.

Kimsenin adını bile duymadığı ‘hanutçu’ adayları, hayallerinde bile görmedikleri ilçe belediyelerine aday gösterenlerin seçim sonrasında eşekten düşmüş karpuzlara döneceğinden fazlaca şüphe yok.

İstanbul Seçmeni ne yapacağını biliyor olmalı  yerel seçimde.

Tersi, ‘tuzun kokması’ gibi bir şey. 

 

                             Mahir Tan               LondraPosta-Londra